Lojistik ve olağan dışılık

Savaşlar insanlık tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır.

İlk çağlardan itibaren yaşanmaya başlanan ve milyonlarca insanın hayatına mal olan savaşlar günümüzde de devam etmektedir.

Görünen o ki, şekil değiştirse de savaşlar gelecekte de sürecektir.

Savaşlarda kazananı ve kaybedeni belirleyen etkenlerden biri de tarafların lojistik üstünlüğüdür.

Eğer Almanya 2. Dünya Savaşı’nda lojistik planlamasını Rusya’nın zorlu iklim şartlarının gerektirdiği şekilde yapabilseydi belki de şu anda dünyada çok farklı bir düzenden ve hayatlardan bahsediyor olacaktık.

Sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan fabrikalaşma ve üretime dayalı yeni ekonomik düzenle lojistiğin değeri her geçen gün artmıştır.

Üretim yapan sektörler, bir mamulün, yarı mamulün ya da ham maddenin üretici ve tüketici arasında ne kadar hızlı transfer edildiğine bağlı olarak; kendi pozisyonlarını alır ve nasıl hareket etmeleri gerektiğini planlarlar.

Çünkü bir saatlik küçük bir zaman dilimi bile üreticilerin zaman ve para kaybetmesine neden olabilir.

Savaş gibi özel zamanlarda lojistiğin hangi yöntemlerle ve ne kadarlık bir süre içinde yapıldığı ise çok daha fazla önemlidir.

Bir savaş esnasında gıdaların veya silahların nasıl ve hangi yollar ile ulaştırılacağı çok fazla önem taşır.

Örneğin; gıda ürünleri yerine zamanında ulaştırılamaz ise savaş döneminde kıtlık oluşabilir ki, dünya tarihinde çok sayıda savaşta insanlar kıtlıkla mücadele etmek zorunda kalmışlardır.

Bölgesel veya küresel bir savaş olması durumunda ise; lojistik süreçlerin tıkanması bir anlamda dünya genelindeki bütün üretim-tüketim çemberinin aksaması sonucunu doğurmaktadır.

Alternatif olarak kuru yük ya da konteynır gemilerinin geçeceği güzergahların yeniden oluşturulması, varış noktalarına ulaşım süresini uzatır, terminler gecikir ve üretim aksar.

Üretim aksadığı için kullanılacak mamullerin işleyişe geçmesi gecikir bu da üretim bantlarında aksamalara neden olur.

Bunlarla birlikte de bu ürünlere ulaşmanın maliyetlerinde de ciddi artışlar meydana gelir.

Savaş dönemlerinde kara yolu ile lojistik operasyonlarında neredeyse deniz yolu taşımacılığı ile aynı sorunlar ile karşılaşılır.

Araçlar sınır kapılarında normal şartlardan daha fazla denetime tabi tutulur, bu da kilometrelerce kuyrukların oluşmasına yol açar, sonra maliyetler artar ve sonunda araçlar farklı güzergahlardan ulaşmaya çalışırlar.

Eğer savaşın bir tarafı iseniz, ihracat ve ithalatınız neredeyse durma noktasına geleceği için ürünleri ulaştırmak için farklı çözümler oluşturmanız gerekir.

Günümüzde yaşanan Ukrayna-Rusya savaşı nedeni ile uygulanan ambargolardan dolayı Rusya lojistik sektörü farklı çözümler üretmeye çalışmaktadır.

Rusya, Türkiye’yi bir transit merkezi olarak görüp Avrupa’dan gelen yüklerin çoğunluğunu ülkemiz üzerinden temin etmeye çalışmaktadır, ama bu çözüm de maliyetlerin ciddi bir şekilde artmasına sebebiyet vermektedir.

Diğer taraftan; bir lojistik firmasının ya da bir üreticinin savaş zamanlarında yapabileceği manevra sayısı da oldukça kısıtlıdır.

Zararı en aza indirgemenin yolu ise yeni güzergahlar belirlenmesi, ithalatçı ve ihracatçının oluşabilecek olağan dışı maliyetleri ortak bir şekilde sırtlamalarıdır.

Lojistik firmaları için ise savaş dönemleri yeni pazar arayışları için de bir fırsat olabilir.

Daha önce taşıma yapmadıkları ülke ve bölgelere yönelik pazar araştırmaları yaparak bu dezavantajı kendileri için avantaja çevirme fırsatları elde edebilirler.

YORUM EKLE