İhracatçı boykot ve gümrük vergisi kıskacında

SEKTÖRLER

Suudi Arabistan’ın Türk mallarına yönelik gayriresmi boykotunu aşmaya çalışan Türk ihracatçılar, şimdi de Fas başta olmak üzere Kuzey Afrika ülkelerinin getirdiği ek gümrük vergisi sıkıntı ile karşı karşıya kaldı.

Koronavirüs pandemisi nedeniyle Avrupa Birliği ülkelerine giriş için vize sıkıntısı yaşayan ve yurtdışına çıkamayan ihracatçılar, bu kez Suudi Arabistan’ın Türk mallarına yönelik gayriresmi boykotu ve Kuzey Afrika ülkelerinin yine Türk mallarına getirdiği ek gümrük vergisi duvarını aşmaya çalışıyorlar.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre 2019 yılı sonu itibariyle Türkiye’den Suudi Arabistan’a 3 milyar dolar ihracat yapılmıştı. Bu yılın ilk 9 ayı itibariyle Suudi Arabistan’a yapılan ihracat 2 milyar dolar düzeyinde kaldı. Geçtiğimiz hafta TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, DEİK Başkanı Nail Olpak, TİM Başkanı İsmail Gülle, TMB Başkanı Mithat Yenigün ve YASED Başkanı Ayşem Sargın yaptıkları ortak yazılı açıklamada Suudi Arabistan ile ticari ve ekonomik ilişkilerin sorunsuz bir şekilde sürdürülmesine büyük önem verildiğini ifade ettiler. Öte yandan Fas’ın Türkiye’den ithal ettiği 1.200 kalem üründe gümrük vergilerinin yüzde 90’a varan oranda artırılması, bu pazarı sadece hazır giyimde değil tüm sektörler açısından zora sokacağı ifade ediliyor. Yine TİM verilerine göre geçen yıl Türkiye’den Fas’a 2,2 milyar dolar ihracat yapılırken, bu yılın 9 aylık döneminde bu ihracat 1,4 milyar düzeyinde kaldığı gözleniyor.

Ayrıca Suudi Arabistan’ın boykot uygulamasını, Fas’ın da gümrük vergisindeki artırım kararını diğer bölge ülkelerinin de yürürlüğe koyması konusunda ısrarcı oldukları ifade ediliyor.

Buna karşılık, Ticaret Bakanlığı’nın İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Resmi Gazete’de yayınlanan tebliği doğrultusunda, Petkim Petrokimya Holding AŞ’nin başvurusuna istinaden, Suudi Arabistan Krallığı menşeli “alçak yoğunluk polietilen”e yönelik bir damping soruşturması açılması kararlaştırıldı. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Bursa iş dünyası temsilcilerinin gelişmelere ilişkin değerlendirmeleri şöyle:

BTSO YK Başkanı İbrahim BURKAY

Tüm dünyada ticaret, tarafları zenginleştiren ve refahı artıran en önemli unsurdur. İhracat odaklı büyüme hedeflerimiz doğrultusunda alternatif ve hedef pazarlarımızla birlikte köklü tarihi ilişkilerimizin bulunduğu Ortadoğu ve Arap ülkeleriyle de ticaretimizi geliştirmek ve bu coğrafyanın kalkınmasında pay sahibi olmak istiyoruz. Bu noktada ülkemiz ile Suudi Arabistan arasındaki dış ticaret hacmi 2019 yılı verilerine göre 5 milyar doları aştı. Türk firmalarımız, son 50 yılda Suudi Arabistan’da toplam tutarı 18 milyar doları aşan proje gerçekleştirdi. Bursa iş dünyası olarak 2019 yılında Suudi Arabistan’la ülkemizin ticaret hacmine 160 milyon dolarlık katkı sağladık. Bursa’da Suud sermayeli yaklaşık 60 firma faaliyetlerini sürdürüyor. Diğer taraftan ithalatında 6. sırada bulunduğumuz ve sadece Bursa’dan 600’ü aşkın firmamızın 150 milyon dolar seviyesinde ihracat yaptığı Fas pazarını da oldukça önemsiyoruz.  Köklü tarihsel ilişkilere sahip olduğumuz Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinin tedarik zincirinde yeni arayışların ön plana çıktığı bir dönemde telafisi mümkün olmayacak hatalardan geri dönmeleri ve ticaretin önündeki engelleri zaman kaybetmeden ortadan kaldırmalarını bekliyoruz.

BTB YKB ve TOBB YKÜ  Özer MATLI

Aslında Suudi Arabistan’ın gizli boykot uygulaması bir yıldır var, şimdi bunu açık olarak yapıyor. İşin kötü tarafı Suudi Arabistan’dan başlayan bu durum Körfez ve Kuzey Afrika ülkelerine de yayılma eğiliminde ve Suudi Arabistan bölge ülkelerine baskı yapıyor. Biz iş dünyası olarak ekonomik konular ile dış politika meselelerinin ayrı tutulmasını istiyoruz. Bizim daha Osmanlı döneminden beri Suudi Arabistan başta olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile gönül bağımız var. Bu durum tamamen iş dünyasının dışında bir gelişme olup, ülkelerin politikalarına dönüştü. Biz iş dünyası olarak, ticareten, oradaki işadamlarının kendi hükümetleriyle iletişim kurmalarını ve Türkiye ile ticarete devam etmek istediklerine ilişkin baskı yapmalarını talep ediyoruz. Bu işin kazananı olmaz.

İnegöl TSO YK  Başkanı Yavuz UĞURDAĞ

Sektörlerimizden gelen şikâyetler üzerine oluşturduğumuz raporumuzu TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ile paylaşmıştık. Çalışmalarımız, başta TOBB olmak üzere ülkemizin önde gelen STK’larında karşılık bulmuştur. TOBB, TESK, TİM, DEİK, TÜSİAD, MÜSİAD, TMB ve YASED işbirliğinde gerçekleştirilen ortak basın açıklaması ile Suudi Arabistan’da Türk firmalarına yönelik yankılanan boykot çağrılarının iki ülkeye ne tür zararlar vereceği daha net bir şekilde belirtilmiştir. Ülkemiz genelinde olduğu gibi ilçemizde de Suudi Arabistan ile ticari ilişkileri bulunan birçok firmamız yer almaktadır. Bu firmalarımıza yönelik uygulanan çifte standartların bir an önce ortadan kaldırılması, yapıcı bir tutumun tercih edilerek ticari ilişkilerin iyileştirilmesini istiyoruz. Bu doğrultuda sesimize kulak vererek çalışmalar gerçekleştiren başta TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu olmak üzere tüm STK Başkanlarımıza ve yöneticilerimize teşekkür ediyorum.

UTİB YK Başkanı Pınar Taşdelen ENGİN

Geçmişi yüzyıllara dayanan ortak tarihi, ticari ilişkilerin sürdürüldüğü iki ülkenin aldığı kararlar kendi zararlarına olacaktır. Suudi yetkililerce ve son olarak da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Katar’daki Türk ordusunun Basra Körfezi’nde güvenliği sağlamlaştırmaya yardımcı olduğunu açıklamasının ardından Suudi Prens Abdulrahman Bin Musa’ad Al Saud’un yaptığı Türk ürünlerinin boykot edilmesi çağrısı iki ülke ilişkilerini birçok yönden zedeleyecektir. Bölgenin geleceğinin güveni için yapılan hamlenin mazeret gösterilerek yüzyıllardır ticari, tarihi ve dini bağı olan ve bölgedeki en büyük güvencesi Türkiye’ye karşı uyguladığı gayriresmi baskının Suudi Arabistan’ın zararına olacaktır. TİM verilerine göre 2019 yılında Suudi Arabistan’a 3.2 milyar dolar, Fas ‘a 2.2 milyar dolar ihracat gerçekleştirilmiştir. 2019 yılında yüzde 0 olan vergi oranlarının Türk menşeli ürünlere karşı kademeli olarak arttırılarak 1200 üründe yüzde 27’lere yükseltilmiştir. Bu durum bölgede hizmet veren Türk firmalarını zora sokarak, devam etmesi halinde belki de pazardan çekilmelerine neden olacaktır. İki ülke arasındaki ikili ilişkilerle birlikte Fas ekonomisine ve istihdamına da zarar verecek olan bu yanlıştan bir an Milanobet önce dönülmesi Fas’ın faydasına olacaktır.

BOSİAD YK Başkanı Rasim ÇAĞAN

Dış pazarlar zaten kötü durumdayken, ihracat pazarındaki diplomatik sıkıntılar hem iş insanlarının hem de her iki ülke vatandaşlarının refahı için hiç arzu edilmeyen bir durum.

Suudi Arabistan ve MENA bölgesi ile sıkıntılar yeni değil, bu konunun 2017 yılında Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır’ın 2017’de Katar’a boykot kararının ardından Türkiye’nin Doha yönetiminin yanında yer alması ile başlayan sürecin bir devamı olduğunu biliyoruz. Suudi Arabistan’ın Türk ürünlerine uyguladığı “yarı resmi boykot”, resmen ilan edilmemiş olsa da gerek Suudi Arabistan Ticaret Odaları Konseyi Başkanı Aclan bin Abdülaziz el-Aclan’ın “boykot” çağrısı ve Kraliyete yakın çevrelerinin sosyal medya paylaşımlarının Suudi Arabistan karar merkezinin yönlendirmesi olmadan yapılamayacağını düşünüyorum. Bu yarı resmi boykotun Türkiye ekonomisine büyük bir etkisi olacağını düşünmesem de ihracat gelirlerine çok ihtiyaç duyduğumuz bir ortamda, ticari diplomasiyi iyi yönetmeliyiz. Türkiye’den ihraç edilen mal ve hizmetlerin o ülkelerde son kullanıcılarına ulaşarak hem tüketiciler hem de ithalatçılarla temasa geçip kendilerinde yaratacakları refah eksikliği ve işsizliği gündeme getirerek bir nevi lobi yapmalı ve destek istemeliyiz. Bu ülkelere yapılan ihracatın ne kadarını kaybedebileceğimiz konusunda bir risk analizi yaparak, ihracatçı firmalara gerekecek finansal desteğin hükümet tarafından ve kamu bankaları tarafından değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

DOSABSİAD YK Başkanı Nilüfer ÇEVİKEL

Tarihsel ve kültürel bağların bulunduğu Suudi Arabistan ve Fas’ın Türk ürünlerine yönelik boykot çağrıları kabul edilemez. Önemli bir ticaret hacmi olan bu ülkeler ile diplomatik olarak görüşme yapılarak sıkıntıların giderilmesi gereklidir. Fas’taki vergi artışı, başta tekstil ve giyim olmak üzere deri, otomotiv, metalurji, ahşap ve elektrik olmak üzere Türk mallarının ithalatına karşı uygulanacak. Suudi Arabistan resmi olarak kabul etmediği bir yaptırım uyguluyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi rakamlarına göre 2019 yılında Suudi Arabistan’a 3.2 milyar dolar ihracat yapıldı. Bu rakamın 159 milyon dolarını Bursa olarak gerçekleştirdik. Fas‘a yine 2019 yılında yapılan ihracat 2.2 milyar dolar. Bursa’dan yapılan ihracat ise 416 milyon dolar. İki ülke ile de ekonomik anlamda yakalanan ticari hacim kolay riske atılacak rakamlar değil.

İş dünyası olarak istediğiniz kadar üretin, satacak pazarda sıkıntı yaşarsanız bunun anlamı olmaz. Dost olarak gördüğümüz bu ülkeler ile ekonomik alanda, uçuşların kaldırılması ve Türk işçilerin işlerine son verilmesi gibi olumsuz uygulamaların ülkeler arasında yapılacak anlaşmalar ile en kısa zamanda çözülmesi gerekiyor.

GÖRSİAD YK Başkanı Engin ÇETİNER

Şu ana kadar makine sanayiinin sıkıntısı olmadı. Suudi Arabistan’ın boykot çağrısı resmi bir çağrı değil, sadece kişisel birkaç açıklama durumunda. Bir başka ifadeyle bu boykot içerisinde Suudi Arabistan’da yaşayan halk ve halkın tepkisi yok. Bu dönemin çok kısa olacağını düşünüyorum. Alev gibi söneceğine inanıyorum. Ama gerek Suudi Arabistan ve gerekse Fas Türk ürünlerinin resmi olarak ülkelerine sokulmasına kısıtlama veya yasaklama getirirlerse o zaman sıkıntı başlar. Bu arada Fas ile ilgili bir ayrıntı var ve Fas da Türkiye gibi Avrupa ile olan Gümrük Birliği’nin içinde yer alan bir ülke. Haliyle Fas’ın almış olduğu bu karar doğru bir uygulama değil ve AB’nin kararıyla geri çekileceğine inanıyorum.

BEKSİAD YK Başkanı Ömer YILDIZ

Suudi yetkililerin açıklamalarını hamasetle yapılan açıklamalar olarak değerlendiriyoruz. Bu açıklamaların herhangi bir karşılığı veya mantığı yoktur. Suudi Arabistan’a ve o bölgeye önemli ölçüde ürün ihraç eden sektör olarak bizler de bu durumdan etkileniriz. Ama uzun vadede bu karardan asıl zarar görecek olan Suudi Arabistan ve Suudi Arabistan halkıdır. Temennimiz, bir an önce Suudi Arabistan’ın ticaretle siyaseti birbirinden ayırması, akıl ve mantıkla ticari kurallar çerçevesinde hareket ederek bu Milanobet kararından dönmesidir. Çünkü, ticaret siyaset üstü bir şeydir. Ülkelerin dış politikalarında zaman zaman dalgalanmalar, değişiklikler, gerginlikler olabilir ama her gerginlik olduğunda ticari bir tepki vermek, bence bu tepkiyi gösteren ülkeye zarar verir. Belki kısa vadede ülkemize ve özellikle sektörümüze olumsuz etkisi olsa da asıl zararı çekecek olan Suudi Arabistan ve bu karara uyacak diğer Körfez ülkeleridir. Fas ile ilgili duruma gelecek olursak, Fas’ın durumu biraz farklı çünkü Jestbahis onlar Arap Baharı’ndan da etkilenmeyen bir ülke ve Fas’ta da tekstil-konfeksiyon ürünleri imal ediliyor. Haliyle Fas’ın durumu iç-sosyal meselesinden, ekonomik sorunlarını aşma çabasından, işsizliği azaltma gayretinden kaynaklanıyor. Fas’ın direkt Türkiye karşıtlığı gibi bir bakış açısında olmadığını düşünüyorum. Şu anada, özellikle daha uygun fiyata daha kaliteli Türk ürünlerinin ülkelerine girmesini zorlaştırıyorlar ki, kendi iç piyasalarındaki üretim ve istihdam devam etsin istiyorlar. Kısaca Fas’ın yaptığı kendisini koruma gibi bir uygulama.Suudi Arabistan’a şu anda ürün gönderemiyoruz. Müşterilerimiz bize, ‘ihtiyacımız var ama ürünlerimin teslim edileceğini garanti edersen senden mal alırız’ diyorlar. Bizim görüşümüz ticaretin kendi yolunu bulacağı yönündedir.

GESİAD YK Başkanı Murat KAYA

Suudi Arabistan’a ihracatı olan GESİAD üyeleri var. Bu uygulama onları da etkiledi. Başka ülkelerde şirket kurup oradaki şirketleri üzerinden Suudi Arabistan’a ürünlerini satan ihracatçı firmaların olduğunu duyuyoruz. Suudi Arabistan’ın inşaat sektörümüze yönelik de yaptırımlara başladığı bilgileri geliyor. Suudi Arabistan yönetiminin Türkiye’den ev alan vatandaşlarına Türkiye’deki evlerinden çıkıp satmaları çağrısı yaptığı konuşuluyor. Bizim dileğimiz Suudi Arabistan’ın bu uygulamadan bir an önce vazgeçmesidir. Ülkelerin siyasetleri olabilir ama siyasetle ticareti ayrı tutmak gereklidir. Haliyle Suudi işadamları da bu durumdan etkilenecektir.

8 STK’dan Suudi Arabistan ortak açıklaması

Türk iş insanları olarak Suudi Arabistan ile ticari ve ekonomik ilişkilerimizin sorunsuz bir şekilde sürdürülmesine büyük önem veriyoruz.

Birbirini tamamlayıcı nitelikte olan Türk ve Suudi ekonomilerinin kalkınması ve büyümesinin, ülkelerimiz arasındaki ticaretin kazan-kazan ilkesi çerçevesinde sürdürülmesiyle mümkün olduğuna inanıyoruz.

Zira ticaretin halkları zenginleştiren ve refahı artıran en önemli unsur olduğunu biliyoruz.

Tüm bunlara rağmen, Suudi Arabistan’da ülkemiz firmalarına yönelik giderek artan bir menfi tutum sergilenmeye başladığını üzülerek takip ediyoruz.

Firmalarımızdan aldığımız ve basına da yansıyan şikâyetlerde, Suudi yetkililer tarafından Türkiye’den ithalat yapılmamasının ifade edildiğini görüyoruz.

Ayrıca, firmalarımızdan mal tedarik eden birçok Suudi firmasına, Türkiye’den ithalat yapılmaması için taahhütname imzalatıldığı da ifade edilmektedir. Yine son dönemde küresel lojistik firmaları da, Suudi Arabistan’da Türk ürünlerine karşı uygulanan engeller hususunda müşterilerini uyarmakta, Suudi gümrüklerinde sadece Türkiye’den gelen ürünler için çok uzun süre bekletilmeye hazır olmalarını ve hatta Türkiye’den ithalatın engellenebileceğini belirtmektedir.

Dolayısıyla bu konu ikili ekonomik ilişkilerin boyutunu da aşarak küresel tedarik zincirleri açısından da sorun haline gelmiştir.

Son olarak, Suudi Ticaret Odaları Konseyi Başkanı Ajlan bin Abdul Aziz Al-Ajlan’ın 3 Ekim 2020 tarihinde kendi sosyal medya hesabında Türk ürünlerini boykot etmenin tüm Suudi vatandaşların görevi olduğuna dair paylaşımı her iki ülke iş insanlarında da büyük hayal kırıklığına neden olmuştur.

Yukarıda dikkat çektiğimiz tüm bu olumsuz gelişmeler, yıllardır Suudi Betpas Arabistan ekonomisine katkı sağlayan ve bugüne kadar ülkede yüzlerce önemli projeyi başarıyla tamamlamış bulunan Türk müteahhitlik firmaları  için de geçerlidir. Müteahhitlerimiz uzunca bir süredir açılan önemli ihalelere davet edilmemekte, kendilerine yeni büyük proje verilmemektedir.

Firmalarımızın Suudi Arabistan’da maruz kaldığı ayrımcı muameleler nedeniyle derin üzüntü içindeyiz.

Ülkelerimiz arasında ticareti engellemeye yönelik resmi veya gayri resmi uygulamalar, aramızdaki ticari ilişkilere menfi yansıyacak, her iki ülke ekonomisine ve halkına zarar verecektir.

Türkiye’den mal tedarikinin azaltılması, Suudi firmaların da iş hacimlerini ve gelirlerini düşürecek, kalite, fiyat ve güven anlamında Türk ürünlerini tercih eden Suudi Arabistan vatandaşlarının alım gücünü olumsuz etkileyecektir.

Bu çerçevede Türk iş insanları olarak, ticari ve ekonomik ilişkilerimizdeki sorunları çözmek için Suudi yetkililerden somut adımlar atmasını bekliyoruz.

Yapıcı diyalog ve karşılıklı işbirliği ile her türlü sorunu çözebileceğimize ve tüm engelleri birlikte aşabileceğimize içtenlikle inanıyoruz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.